Cennetin Doğusunda

"Cennetin Doğusunda" adlı şiir kitabımdan bazı seçtiğim şiirleri sizlerle paylaşacağımı önceki yazılarımdan birinde belirtmiştim.Kitabımı sorcen@yyu.edu.tr mail adresimden isteyebilirsiniz. Bu seriye bir başlangıç olarak iki şiirimi sunuyorum;

AÇIK SEÇİK

Pırıl pırıl bir Nisan sabahı
Adımları ilk aşkımın,
Kanatlanan güvercinin
İlk sarhoşluğu,
Zamanın kucağında
Emekle üreyen sevgi bağları.

(Eşime atfen, "Cennetin Doğusunda" s.1)

NERDESİN ?

Kim bilir demeden
Günlüklerde saklanan
Bir avuç dize,
Masumiyetine tanık
Bir kimlik.

Kayıtsız sorgusuz
Dön çağrısı düşer
Aydınlık öykülere,
Soluklanır gün ışığı
Kaçamaklara karışır
Çılgın sevişmeler.

Cesaretim gelir aklıma,
Sarı sıcak utanırım,
Dizeler dökülür
Bürünürüm ölümcül kederlere,
Sorarım dost yıldızlara

Nerdesin?

Döngü

DÖNGÜ

Ilıman yelin dönüşümü
kaçınılmaz yolculuğu
buz ve karın
dağlarda güneyce,

Ilıman yelin değişimi
bitkilerin göçü
kuzeyce uzaklara,

Dağlara tırmanışı
doğuşu yeni örtünün
yaşamın yeni yeli,
buzdağlarından okyanuslara
yeni yaşamların dölü
kıtaların kuytularında,

Martıların düğünü
buluşması canların
köküne öz getiren
dinlence adalarında
sıradan yaşamın
bitmeyen döngüsü.

Antik Yolculuk

Kapıldım dalgalara Anadolu'dan Akdeniz'e, uyandım Sedir adasının Kleopatra kumsalında;

7 Dizeler dökülür papirüslere, kil tabletlere. Geçmişten geleceğe yaşamın dümen suyunda. Sırlarını taşır piramitlere çağ yorgunu firavun atları dolu dizgin. Yüklendikçe çöker karanlığı Nil’in taşkın sularında. Yeni insanın gizemli yaşam öyküleri dillenir Babil bahçelerinde.

8 Söyleyecekken dilin tutulur, Amon Ra’ nın büyüsünde. Yığınlar yükselir Kefren’in bulutlu tepesinde. Çığlıklar ve uğultular duyulur gök evrenden. Tarih yazılır sil baştan, Nil’in şiiriyle Mısır sokaklarında. El Maruf, suskundur dili varmaz, korkar uğramaktan Tanrıların gazabına. Yeter ki sevdiği Ayşa’ya zarar gelmesin, nasıl olsa çökecektir bir gün karanlık!

9 Yeşeren umutlardır düşlerde bire bir karanlıklara inat. Aydınlıklar düşer toprak damlara, varla yok arasında yaşam nehrinin. Yılların tutkulu yarışıdır, üretir topraklarında türküsünü sevdaların. Firavunların en firavunu, pir olur günü geldiğinde. Yaşar aşk iksiriyle Kleopatra’ nın papirüs teknelerinde.

Resimlerim-4

3.1 Yayılır renkler düş evrenine, kırmızılar yakar kor gibi, belirir peri kızı mahzun, kurulur tahtına can evinin. Beklenen açılacak kapıdır, aniden ortaya çıkacak güzelliklere, doğanın bahçelerinden düş evrenine.








3.2 Suskun zamana hükmüm geçer, sığınırım geçmiş zamanın kuytularına , yerküre başıma yıkılır, ne hiddettir meydan okunur devr-i aleme. Örterim atlaslarla değişir dönüşür dünyayı kıtalardan engin okyanuslara, yedi kat arşı aladan can evime düşer kızgın lavlar, delirir yürekler çağrısına yavuklunun Pompei akşamlarında.






3.3 Sanadır bu yeşiller baharım için, düşler sofrasından, Renklerin dansını nakşettim sarmalına yerkürenin, Suretin içindir çizdiklerim, ağacımdır kök salan sevda bahçelerine

Posted by Picasa

Düşler ve Yalnızlık

Düşlerimizle başbaşa yaşamımızdan yansıyanlar örtüşünce ortaya yaşadığımız anlardan kırıntılar dökülüverir birden;

5 Suskunluklar, yeri geldiğinde bir hazine, geleceğe köprüdür. Ürpertidir buz damlarda öylesine bir yaşamı yansıtan. Üşüten alabildiğinde donmuş kalıplarda sevginin izi alabildiğine sıcak yaşanmışlıklarla. Varsa yoksa özgürlük, donuk gecelerde dört duvar arasında bölüşmek yalnızlığı, elde avuçta ne varsa bitirmek, sevişmek yoksulluğu kan ter içinde.

6 Yaratıcılığın en yükseklerine can evine götür beni. Söz etme yaptıklarımdan senin için, söz etme çaresizliklerden. Can evinde bitmeyen senfonilerini dinleyelim kavak yellerinin. Direnmeden yaşam ortaklığının tutsağı sevdalar kutsasın yalnızlığımızı. Söz olsun ay ışığında sevişmeler, dillensin yedi iklimde. Karışsın canlara öbek öbek, düş ormanında.

Denemelerim

Şiir yazdıktan sonra "deneme" türünde yazı yazmayı da denedim, bana göre birşeyler çıktı ortaya. Zaman zaman sizlerle onları da paylaşacağım, aşağıda az da olsa tadımlık birkaç satır karaladım:

1 Uzakta, kilometrelerce belki de iki adım ötede. Uzaklardaki sevdiklerimizle birlikte olmak bizleri mutlu eder ama, hep yanımızda olmasını isteriz onların. Bazen de şeytan görsün yüzünü der sevmediklerimize lanet okuruz, kabımıza sığamayız nefretlerimiz gittikçe büyür.

2 Zamanı üreten dinamolar elimizdedir. Kimseye minnet etmeden belki de kendimizi üretiriz yaşam boyu! Zamanı besleriz, elimizde büyür tutkular, kendimizi alamadan direnir dururuz. Geldiğinde zamanı içmenin ve tüketmenin yeri, içeriz ta ki tortusuna kadar. Sonu gelmeyecekmiş gibi meydan okuruz yıllara, ama yıllar o kadar insaflı değildir. Her zaman yenik düşeriz durduramadığımız yükselişe. Bekleriz atlı prensimizi, Sindirellamızı. Gelen giden görünmez yollarda, düşlerimizin tutsağı oluruz.

3 Yüreğimiz kıpır kıpır, yerinde durmaz canımız, akar benliğimiz varıncaya kadar kıyılarına okyanusun. Kabına sığmayan coşkularla arzularımızı bitirir, hatta duyamayız dipten gelen dalgayı. Kilim gibi dokusunu işler, düşünü paylaşırız yüreğimizde. Zamanı gelir de kederlere kapılır, göz önünü görmez dağlarız yüreğimizi. Ağıtlarımız yükselir evrenine gök kubbenin.

4 Doğanın serüveninde keyif vericidir yeni yaşamlara yolculuklar. Kara Afrika’nın çamurunda yaşam bulur su, ateş, havanın dansı. Canlar yaratır ezgisini tanrılarından korka korka, bular can testisini ellerinde büyüyen buğday başaklarıyla. Birlikte yaşamın güzelliği, paylaşmayı getirir, dostluğun sıcaklığı kapsar can evini. Dostluk ki nasıl olursa olsun temellenir yüreklerde. Bazen eğreti de olsa insan olmak yeter olup bitene.

Resimlerim-3




Süzülür günışığı dip mavilere, renk cümbüşüdür yaşam, yüreği ısıtan, rakseden balerindir düş çiçekleri sarı sıcak.


Posted by Picasa

Şiirlerim

Şiir yazmaya üniversite yıllarımda başladım, doğal olarak sevgi ve aşk şiirleri oldu yazdıklarım.İzmit'ten Van'a geldiğimde nedense şiire olan tutkum arttı.Bu arada 2005'te ilk şiir kitabım "Cennetin Doğusunda" yayınlandı.Bu kitabımdan birçok şiirimi ilerde sizlerle paylaşmak istiyorum.Yeni şiirlerimden birisini sunuyorum.

PERVANELER

Yanar nar
akar pervaneler
geceye,
şeytani öyküler
yaratır matemini
gizeminde siyahın,
geleceğin
bilinçaltı düşleri
yakar güneşi
kızıldan öte,
dalgalanır bayraklar
pervaneler misali,
başkaldırır aydınlığa
suskun dikilitaşlar,
nakşeder sarmalına
kızılla karayı
yanar nar
akar pervaneler.

24.8.2007 Tarihli Gönderdiğim Resimler Hakkında

Bu yıl yaptığım resim çalışmaları içinde olan bu resimler, akrilik ve karışık teknik ile hazırlanmış bir bakıma baskı eylemli çalışmalardır yaklaşık 15x10 ebatlıdırlar. Bu serinin devamını da birkaç gün içinde izleyeceksiniz.

Resimlerim-2




Sendin taçlanmış o tanrıça, iksirini veren ölümsüzlüğün, düş bahçelerinin kapısını açan, umut yolcusunun can sırdaşı.

Posted by Picasa

Resimlerim-1


Can evimde kanayan kırmızı günlerim, karabasandır akıp giden tutsak sevdalara, ellerimde büyüdü yalnızlığın, uzaklara sordum seni gitti dediler.

Posted by Picasa

Resimlerim Hakkında

Kocaeli Üniversitesi Jeoloji Bölümü'nden Van'a Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne geldikten sonra 2000 yılında resim yapmaya başladım. Bu serüvene atılmamda YYÜ.Güzel Sanatlar Fakültesi'den Hasan KIRAN'ın büyük katkısı oldu. Resim üretmeye başladıktan sonra büyük keyif aldım. 2007'ye kadar 6 kişisel ve 5 karma olarak katıldığ1m sergim oldu.Resimlerimde doğa, yerküreyi oluşturan şeyler, onların ilişkilerine soyutlayıcı ve diğer yandan resimselleştiren bir bakış egemendir. Özellikle Miro ve Kandinsky'nin renk çoşkusu ve sembolist biçimlemeleri beni çok etkiledi. Herşeyin üstüne resim yapmaya çalışıyorum, cam,şişe,mukavva,tuval,kil tablet,vb. Bunlara ilişkin yaptıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sefer Örçen

Posted by Picasa

Sevgili Dostlarım,Bundan sonra tüm ürettiklerimi sizlerle paylaşmak ve sizlerin üretiklerinizden yararlanmak, kısacası bilimsel, kültürel ve sanatsal bir diyalog ortamını oluşturmak istiyorum. Böylelikle ülkemizde gerçekten sıkıntısını çektiğimiz sorgulayıcı, tartışan ve üreten aydın birey oluşturma platformunun oluşumuna katkıda bulunabiliriz.Şimdi üretmek zamanı, haydi iş başına. Selamlar, Sevgiler.22.08.2007
SÖRÇEN

Sefer Örçen

12.5.1952'de Hayrabolu'da doğdum. ilk,orta,lise eğitimini Tekirdağ'da yaptım.İstanbul Üniv.de Jeoloji Müh.eğitimi gördüm.1976-1998 yıllarında MTA'da görev yaptım. 1984 yılında doktoramı (Genel Jeoloji (Paleontoloji-Stratigrafi))tamamladım.1995 yılında Doçent oldum.1998-2000 yılları arasında Kocaeli Üniversitesinde Jeoloji Müh.Böl. de ve 2000 Nisan'ından başlayarak Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Müh.Mim.Fak. Jeoloji Müh.Böl.de Öğretim Üyesi olarak görev yapıyorum.2001 yılında Profesör oldum.Ayrıca 2007 Ağustos'tan itibaren Müh.Mim.Fak.Dekanlık ve Jeoloji Müh.Böl.Başkanı görevlerini sürdürmekteyim.